İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI
- Revşan Çiftçi
- 16 Oca
- 4 dakikada okunur
İdari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle idari işlemin iptali davası açılır. İdari yargıda en çok karşılaşılan dava türü idari işlemin iptali davasıdır. Yazımızda idari işlemin özellikleri ve bu işlemin iptali davası hakkında bilinmesi gereken temel bilgilere yer verilmiştir.
İDARİ İŞLEM NEDİR?
İdari makamların kamu gücü kullanarak, idare işlevine yönelik tesis etmiş oldukları ve idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemlere idari işlem denir.
İdari işlemler tür olarak ise 2’ye ayrılmaktadır. Tek taraflı ve iki taraflı idari işlemlerdir. Tek taraflı idari işlemler, idarenin kamu gücünü kullanarak karşı tarafta yer alan kişi veya kişilerin iradesine bağlı olmadan düzenlemiş olduğu işlemlerdir. İki taraflı idari işlemler ise idarenin hukuki işleme ait olan iradesinin, ilgili tarafından veya ilgilinin iradesinin, idare tarafından kabul edilip ortak bir çerçevede alınan kararlardır.
İdari işlemlerin altı unsuru bulunmaktadır. Bunlar yetki, şekil, usul, sebep, konu, amaçtır. İdari işlemlerin anılan unsurlarından herhangi birinde hukuka aykırılık bulunması halinde ise idari işlemin iptali davası açılır.

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu m.2’ye göre idari işlemin iptali davası;
“İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davalarıdır.”
İdare tarafından yapılan bütün işlemler hukuk önünde denetlenmeye tabidir. İdarenin hukuka aykırı işlemleri kişiler ve kurumlar üzerinde olumsuz etkileri olabileceğinden yargı denetimine açık olması zaruridir.
Yapılan idari işlemin hukuka aykırı olduğu işlemin unsurlarından doğan haksızlıklardan kaynaklanmaktadır. Örneğin yetki itibariyle hukuka aykırılıkta; Bakanlık tarafından yapılması gereken bir idari işlemin Belediye tarafından yapılması, işlemin yetkili idari mercii tarafından yapılmaması nedeniyle yetki bakımından hukuka aykırı bir idari işlem oluşacaktır.
İdari işlemin iptali davasında, mahkemeler yerindelik denetimi yapamaz. Açılan bir idari işlemin iptali davasında mahkemenin görevi, işlemin hukuka uygun olup olmadığını araştırmak ve işlemin hukuka aykırı olması halinde işlemin iptal edilmesi yönünde karar vermektir. Mahkeme, idare yerine geçerek idari işlem kararını veremez. Dolayısıyla mahkeme yalnızca davaya konu işlem hakkında hukuka uygunluk denetimi yapabilir idare yerine geçerek karar vermez.
Bu makalemiz de ilginizi çekebilir: KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA |
KİMLER İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI AÇABİLİR?
Kural olarak medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan objektif ehliyet şartından farklı olarak idari yargıda dava açmak subjektif ehliyet koşullarına haizdir.
İdari yargıda dava açma noktasında aranan koşullar menfaat ilişkisinin varlığı üzerine kuruludur. İdari yargıda işlemin iptali davasını açacak kişinin idari işlem nedeniyle meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmesi gerekir. Dava açma ehliyetine haiz olan kişinin, davaya konu işlemle ilgili meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin bulunup bulunmaması mahkeme tarafından ilk incelemeye tabidir. Davacının saydığımız koşullarda bir menfaati ihlal edilmemişse idari işlemin iptali davası reddedilecektir.
Meşru menfaat, iptal davası açan kişi ile idari işlem arasında hukuken kabul edilebilir, dinlenilebilir veya korunmaya değer bir ilginin varlığıdır.
Kişisel menfaat, İdari işlemin, iptal davası açan kişinin hukukunu etkilemesi, diğer bir deyişle kişi açısından hukuk dünyasında bir netice meydana getirmesidir.
Güncel menfaat, işlemin kişi üzerindeki hukuki etkisinin doğmak üzere olmasını veya hali hazırda devam etmesi anlamına gelir.
Toplumun büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren konulara ilişkin yapılan idari işlemlerde menfaat ihlali daha geniş bir kapsamda ele alınmış olup dava ehliyeti sıkı şartlara tabi tutulmamıştır.
DAVA AÇMA SÜRESİ
Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden başlar.
c) Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş gün sonra işlemeye başlar.
d) İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
İdare tarafından yapılan işlemlerin yürütülmesini ancak yargı kararı durdurabilir. İdari işlem, idare mahkemeleri tarafından verilecek olan karara kadar uygulanmaya devam etmektedir. Dolayısıyla Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılmasıyla birlikte davaya konu edilen idari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durmamaktadır.
Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
İptal davasında görevli mahkemeler duruma göre idare mahkemesi, vergi mahkemesi ve Danıştay Kanunu madde 24’te sayılı haller ile sınırlı kalmak kaydıyla Danıştay olabilir. Kanunlarda ayrıca özel yetkili kılınmış mahkemelerin bulunmaması halinde idari işlemin iptali için yetkili yer mahkemesi, iptali istenen işlemi yapan idarenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Detaylı bilgi almak ve danışmanlık hizmetinden yararlanmak için iletişim bölümündeki bilgilerden Kocaeli avukatlık büromuz Av. Revşan Çiftçi Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Comments